16 Aralık 2011 Cuma

Erken Çocukluk ve Özel Eğitim İlkeleri ve Kurumları syf ; 35

Yönetici:
Okul örgütünün amaçlarını gerçekleştirecek, yapısını yaşatacak ve havasını koruyacak elemanların lideri olan okul müdürüdür. Okul yöneticisi ancak okuldaki diğer elemanlar tarafından kabul edilir ve benimsenirse liderlik statüsü kazanabilir


Öğretmen:
Okul öncesi öğretmeni, annesinden belki de ilk defa gün boyu ayrılmak durumunda olan çocuğun karşısına çıkan kişidir. Çocuk için öğretmen, hem öğreten hem eğiten hem de seven, dostluk gösteren, kısacası günün büyük bir bölümünde kendisinin ve arkadaşlarının ihtiyaçlarını yerine getirmek için çalışan bir insandır. İyi bir anaokulu öğretmeninin en belirgin özelliği sakin ve sabırlı olmasıdır. Okul öncesi eğitim işi tüm eğitim görevlerinde olduğu gibi para kazanmak zorunluluğu ile yapılacak bir görev değil, severek, istenerek seçildiğinde verimli ve başarılı olunabilinecek bir meslektir.



Sağlık personeli:


Doktor-Hemşire: Çocuk sağlığı ve ilkyardım konularında bilgili olmalıdır. Daimi çalışmasa da en az haftada bir kez çocukları muayene etmeli ve çocukları takip etmelidir. Doktor ve hemşire yöneticilerle işbirliği içinde çalışmalıdır. Çocukların sağlık kartlarının tutulması ve sağlık kontrollerinin yapılması işlerini iyi yürütmelidir. Bu konuda öğretmenlere ve ailelere yol göstermeli ve yardımcı olmalıdır


Yardımcı öğretmen :
  • Öğretmene her fırsatta yardımcı olmalı,
  • Çocuklara kendisini kabul ettirebilmeli,
  • Öğretmen-idareci ve diğer personelle iyi ilişkiler içinde bulunmalı,
  • Yeniliğe açık olmalı,
  • Yaratıcı gücünü ortaya koyarak yeni projeler geliştirebilmeli,
  • Eğitimi sırasında elde ettiği bilgi ve becerilerini uygulamalarına aktarabilmeli,
  • Velilerle iyi iletişim kurabilmeli,
  • Öğretmende bulunması gereken özellikler doğrultusunda görevini yapabilmelidir
Psikolog :


Çocuklara psikolojik yardımda bulunup onlararın psikolojik açıdan sağlıklı gelişmelerine yardımcı oluyor.Bir sorunları olduğunda çözümlemelerine yardımcı oluyor.


Memur :


Kurumun idari işlerini yönetiyor.Yazışmalar ve evrak işleriyle meşgül oluyor.


Hizmetli :


Anasınıfının temizliği , düzeni ve bakımından sorumlulardır.İki hizmetli var ve ikiside kadın yemek yapıyorlar.Okulu yemek yenildikten sonra toparlıyorlar.


Aşçı : 2 hizmetli var onlar yemek yapıyorlar.Çocukların okulda yemek yemelerini sağlıyorlar.Çocukların gelişimlerine uygun yemekler hazırlıyorlar.


Teknisyen : Okulun teknik işleriyle ilgileniyorlar.Elektirik , elektironik , kalorifer tesisatları gibi işlerle görevlendirilirler.

Gelişim Alanları syf ; 80


Küçük Kas Gelişimi İçin Uygun Araç-gereçler

Ø Bez oyuncaklar
Ø Boş kutular
Ø Diş kaşıma halkaları
Ø Büyük renkli küpler
Ø Büyük tahta çivilerle geçmeli oyuncaklar
Ø Basit bloklar
Ø Takıp sökmek için plastik cıvata ve somunlar
Ø Boş tahta ve mukavva kutular
Ø Tahta, bez veya plastik hayvanlar
Ø Kum havuzu ve kum oyuncaklar
Ø Müzik aletleri, zil, tef, davul
Ø Boncuklar ve ip
Ø Parmak boyası
Ø Bağlama oyuncaklar
Ø Düğmeli-fermuarlı giysileri olan giydirilecek bebekler
Ø Kavram geliştirici oyuncaklar
Ø Öykü kitapları ve masallar
Ø El kuklaları
Ø Yap-boz oyuncakları
Ø İp bağlama ve çeşitli kâğıt işler
Ø Kolaj çalışması, artık kâğıt ve kumaş parçaları
Ø Keskin olmayan makas ve kâğıtlar
Ø Domino
Ø Basit resim, harf ve sayı oyunları
Ø Oyun hamurları


Büyük Kas Gelişimi İçin Uygun Araç-Gereçler
Ø Çeşitli toplar ( tenis topu, sağlık topu, hentbol
topu, orta boy plastik top v.b.)
Ø Fasulye torbaları
Ø Halat
Ø Araba ya da kamyon tekerlekleri
Ø Çemberler
Ø Boş variller
Ø Jimnastik minderleri
Ø İp merdiven ya da tırmanma merdiveni
Ø Jimnastik sırası
Ø Denge tahtası
Ø Tornetler
Ø Atlama ipleri
Ø Kaydırak, salıncak, tahterevalli gibi bahçe
oyuncakları

Psikomotor Gelişim Oyun Örneği

OYUNUN ADI: BAHÇIVAN VE YARAMAZ ÇOCUK
GELİŞİM ALANI: psikomotor alan
AMACI: bedensel koordinasyon gerektiren hareketleri yapabilme

ARAÇ- GEREÇ: --
OYUNCU SAYISI: sınıf mevcudu
YAŞ GRUBU: 4-5 yaş
OYUNUN OYNANDIĞI YER: açık hava
UYGULAMA: çocuklar her zamanki büyük bir halka oluştururlar, yere otururlar. Çocuklar arasından bir bahçıvan ve bir de yaramaz çocuk seçilir. Bahçıvan çiçekleri sularken yaramaz çocuk bahçede dolaşmaktadır. Bahçıvan yaramaz çocuğun yanına giderek sakın çimlere basma, çiçekleri koparma der. Yaramaz çocuk beni yakalamayı başarırsan söylediklerini yaparım der ve koçmaya başlar. Ama yaramaz çocuk hangi hareketi yapıyorsa bahçıvan da aynı hareketleri yapmak zorundadır. Örneğin çocuk iki kez kendi kendi etrafında dönerse bahçıvan da dönecek, tek ayakta koşarsa bahçıvan da tek ayakta koşacaktır.

Gebelikte beslenme; Beslenme sf: 45

Hamilelikte Beslenme:
- Hamilelikte toplam 10 -14 kilo arasında, kilo alınmalıdır. Gebeliğin ilk yarısında anne de 3–4 kg lık bir artış olur. Gebelik sırasında fazla kilo alanlar tansiyon yüksekliği ile karşı karşıya gelebilirler. Burada en nemli unsur gebeliğin 20.haftasından (4,5 ay) itibaren haftada 400–500 gr alınmalıdır. Eğer fazlaysa karbonhidratlar(özellike ekmek tatlı şeker) kısılmalıdır. Gebelikde protein ve kalsiyum ihtiyacı % 30 oranda artar.(yoğurt süt peynir fasülye mercimek yumurta)Dolayısıyla soframızdan bunları eksik etmemiz gerekir.
- Hamileliğin ikinci yarısında annenin demir ve folik asit ihtiyacı artar. Dolayısıyla doktor kontrolü altında demir ve folik asit kullanılmaya başlanmalıdır.
- Süt içme alışkanlığınız yok ise, dışarıdan, kalsiyum desteği alınabilir. Gebelikde hazımsızlık şişkinlik ve yanmalar olabilir. Dolayısıyla gaz yapıcı besinler az miktarda kullanılmalıdır. Ayrıca reflü(yemeğin ağıza gelmesi) olmaması içinse öne eğilmemeli ve yatmamalıdır.

Menü nedir? Çocuk Beslenmesi sf: 34

Menü Nedir Nasıl Yapılır?
Besin öğesi ihtiyaçlarına göre, türleri ve miktarları esas alınarak ve farklı öğünlere ayrılarak, sofraya getirilecek besinlerin listelenmesine menü denir. Vücudumuzdaki sistem ve dokuların sağlıklı ve düzenli işleyebilmesi için ihtiyaç duyulan besin unsurları, protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler, madensel maddeler ve suyun belirli miktarlarda ve en fazla özenle hazırlanmış yemekler bile, gelişigüzel zamanlarda, çeşit ve oranlarına dikkat edilmeksizin, yeterli miktarlardan fazla alınırsa, vücuda istenilen yaran sağlamaz. Bu bakımdan, beslenme ilkeleri, yalnızca, besinleri tanımak ve yiyecek hazırlamada çeşitli kuramsal bilgileri edinmek değil, bu bilgilerin en iyi şekilde uygulanmasını ve yiyecek maddelerinden en iyi şekilde yararlanmabilincine sahip olunmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, değişik yiyecek maddelerinin içerdikleri besin unsurlarına ve vücudun günlük ihtiyacına göre, yeterli miktarları ve birbirini tamamlayacak şekilde düzenlenen çeşitleri gözönünde bulundurarak, "yemek listesi" ve "yemek zamanının tespit edilmesine" aynı oranda önem verilmelidir. 

Besin Grupları (Çocuk Beslenmesi sf:22, araştırma)

EKMEK ve TAHIL GRUBU

Bu grupta yer alan besinler
Buğday, pirinç, mısır, çavdar ve yulaf gibi tahıl taneleri ve bunlardan yapılan un, bulgur, yarma, gevrek ve benzeri ürünler bu grup içinde yer alır.
İçerdiği Önemli Besinler ve Başlıca Görevleri:
Tahıl ve tahıl ürünleri vitaminler, mineraller, karbonhidratlar (nişasta, lif) ve diğer besin öğelerini içermeleri nedeniyle sağlık açısından önemli besinlerdir. Tahıllar, protein de içerir. Bu proteinin kalitesi düşük olmakla birlikte kurubaklagiller ya da et, süt, yumurta gibi besinlerle bir arada tüketildiklerinde protein kalitesi arttırılabilir. Tahıllar, ayrıca bir miktar yağ da içerirler. Tahıl tanelerinin yağı vitamin E’ den zengindir. Tahıllarda A vitamini aktivitesi gösteren öğelerle, C vitamini hemen hemen yoktur. Tahıllar B12 dışındaki B grubu vitaminlerinden zengin, özellikle B1  vitaminin (tiamin) en iyi kaynağıdır. Bu vitaminler tahıl tanelerinin çoğunlukla kabuk ve özünde bulunur.Mineraller ve vitaminler bakımından zengindirler. Folik asit, A vitaminin ön öğesi olan beta-karoten, E, C, B2 vitamini, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, posa ve diğer antioksidan özelliğe sahip bileşiklerden zengindirler.

ET-YUMURTA-KURUBAKLAGİL GRUBU

Bu grupta yer alan besinler:
Et, tavuk, balık, yumurta, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi besinler bulunur. Ceviz, fındık, fıstık gibi yağlı tohumlar da bu grupta yer alır.
İçerdiği Önemli Besinler :
Protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum, B6, B12, B1 ve A vitamini, posa (kurubaklagiller) içerir.
Başlıca Görevleri:
  • Hücre yenilenmesi, doku onarımı ve görme işlevinde görev alan besin öğelerini sağlarlar.
  • Kan yapımında görevli en önemli besin öğeleri bu grup tarafından sağlanır.
  • Sinir, sindirim sistemi ve deri sağlığında görev alan besin öğeleri en çok bu grupta bulunur.
  • Hastalıklara karşı direnç kazanılmasında rolü olan en önemli besin grubudur.

    Süt Grubu


    Kalsiyumdan zengin olan bu grup kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde ve hücre çalışmasında önemli rol oynar.
    Her gün yetişkin bireylerin 2 porsiyon, çocukların, adölesan dönemi gençlerin, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 3-4 porsiyon süt ve yerine geçen besinleri tüketmeleri gerekir. Bir orta boy su bardağı (200 cc) süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynir bir porsiyondur.
    Yağsız veya yağı azaltılmış süt, yoğurt ve tuzu az peyniri tercih edin.
    Çiğ süt ve pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynir ve benzeri besinler insanlarda brusella hastalığına neden olur. Bu nedenle sokakta satılan kaynağı bilinmeyen sütleri tüketmeyin.
    Pastörize edilmiş veya UHT (uzu ömürlü süt) sütleri tercih edin. Kaynağını bilmediğiniz ve tanımadığınız kişilerin sattığı sokak sütlerini satın almayın.
    Sütün az kaynatılması sütte bulunan mikropların tamamını öldürmez. Sütün çok kaynatılması ise vitamin kaybına neden olur. Sütü kaynama noktasına geldikten sonra en az 5 dk. kaynatmak hijyenik yönden yararlı olabilir
    Yoğurdun suyunun süzülmesi veya bekletme esnasında oluşan suyunun atılması vitamin B2 (riboflavin) kaybına neden olur. Riboflavin vücutta önemli işlevleri olan bir vitamindir. Bu nedenle yoğurdun yeşilimsi suyu atılmamalı, değerlendirilmelidir. Ekmek mayalandırma, bisküvi ve pasta ile çorba yapımında kullanılmalıdır.
    Satın alınan plastik yoğurt kapları, daha sonra yiyecek saklama amacı ile kullanılmamalıdır.
    Sütlü tatlı pişirildikten sonra ocaktan alınırken şekeri eklenmelidir. Pişirilme sırasında eklenen şeker  ile sütün proteini birleşince protein kaybı oluşur.

Çocukları Tanımanın Önemi ve Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar (Çocuk Ruh Sağlığı sf:22

Çocukları Tanımanın Önemi:
İlgilenilen konunun tamamıyla insan olduğu pek az meslek vardır. Bunlardan biri eğitimdir. Bazen bir kişi bazen grup olmak üzere eğitimde daima insan ile ilgilenilir. Bu çabalarla eğitimdeki görevlerimizden birinin kişiyi ne yaptığına ve ne yapacağına ne yapması gerektiğine karar vermek düzeyine getirmek olduğunu; çocuk hakkında gerçekçi bir karar vermek için onunla ilgili bilgiler bulunduğuna; çocuk hakkında ne kadar çok doğru bilgi edinirsek o kadar iyi ve doğru karar vereceğimiz belirtilmektedir.

Çocukları Tanıma ve Değerlendirme sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalar: 
-Tanıma ve değerlendirme çalışmaları kesinlikle çocuğun yapamadıkları üzerinde
yoğunlaştırılmamalıdır. Çocuğun kendisiyle ilgili olumlu benlik algısı
güçlendirilmelidir. Çocukların bildikleri kadar merak ettiği konularda dikkate
alınmalıdır. Çocukların meraklarını gidermek için sordukları sorulara önem
verilmelidir. Çocukları tanımak demek, çocukların neleri öğrenmek istediklerini de
ortaya çıkarabilmek demektir.
 -Çocuklar ne yaptıkları kadar nasıl ve neden yaptıklarını da düşünmelidirler. Çocuk
yaptığı eylemlerin nedenini düşünmeden yaptığında, ezberci bir yapıya sahip
olabilir. Çocuklarla öğrenme sürecinde, duygu ve düşünceleri ile ilgili konuşmalı,
yaptıklarının amaçları hakkında paylaşımlar yapılmalıdır.
 -Çocuklar aynı yaşta olsalar da birbirleri arasında farklılıklar olabileceği
unutulmamalıdır. Bu nedenle çocuk merkezli çoklu değerlendirme, yöntem ve
araçlarının kullanılması gerekmektedir.
 -Çocukları tanıma ve değerlendirme çalışmaları eğitim programlarının bir parçasıdır.
Eğitim ortamındaki her durum çocuk hakkında bir veri olarak dikkatle değerlendirilmelidir.
 Çocukları tanıma ve değerlendirmede aileleri ve yaşadıkları çevre koşulları da
dikkate da dikkate alınmalıdır.
 -Çalışmalar düzenli ve sürekli olarak yapılmalıdır.
 -Etik davranmalı, elde edilen bilgiler sadece eğitim amaçlı kullanılmalıdır

Psikomotor Gelişim (Gelişim A. sf:68, Araştırma)

Psikomotor Gelişimin Tanımı ve Önemi:
Çocuk organizmasını, yetişkinden ayıran en önemli özellik, sürekli büyüme, gelişme ve değişme süreci içinde olmasıdır. Bu değişim süreci içerisinde çocu­ğun gelişimi, görünür ve görünmez büyümeyi içerir. Görünür büyüme, bedenin boyutlarında, biçiminde ve oranındaki değişmedir. Görünmez büyüme ise iç or­ganlarda meydana gelen değişmedir. İşte bu görünür gelişimlerden bir tanesi mo­tor gelişimdir.Motor kelimesi tek başına "hareket" anlamına gelir. Yetişkinler gibi çocuğun da hareket etmeye ihtiyacı vardır. Çocuk doğduğu günden itibaren bu ihtiyacını gidermek için, yattığı yerden başını kaldırma, göğsünü kaldırma, ellerini, kolla­rını, bacaklarını hareket ettirme, dönme, emekleme gibi davranışları kazanır. Dü­şünülmeden, bağımsız olarak yapılan bu ilk hareketler daha sonra vücut hareket­lerine, zamanla dış uyarıcıların kontrolü ile çeşitli motor etkinliklere dönüşür. Bireyin eklem, kas ve ses tellerini amaçlı olarak kullanmasına motor hareketler denir. Çocukların motor davranışlarının gelişimi refleksler, duruşa ait hareketler, yürüme, koşma, atlama gibi beceriler şeklinde olmaktadır. Motor gelişim, fiziksel büyüme ve gelişme ile birlikte beyin - omurilik geli­şimi sonucu organizmanın isteme bağlı olarak hareketlilik kazanmasıdır. Kilo ar­tışı, boy uzaması ve kas gelişimine, diğer bir deyişle fiziksel gelişime paralel ola­rak hareket ve becerilerin kazanılmasında sinir sistemi ve kasların gelişimi önemli bir yer tutar.

Psikoomotor Gelişimin Diğer Gelişim Alanlarıyla İlişkisi:

Psikomotor gelişim; düzenli ve sağlıklı beslenme, yaşam şartları, giyim gibi temel
ihtiyaçlarla sıkı sıkıya ilişkilidir. Sosyoekonomik düzeyleri düşük ailelerde, yetersiz ve
dengesiz beslenme sonucunda çocuklar hastalanmaktadır. Yaşadıkları çevre şartlarının
olumsuzluğu, beslenme ve giyim problemleri psikomotor gelişimi olumsuz ölçüde etkiler.
Bu olumsuzluklar çocuğun sadece motor gelişiminde değil; sosyal,duygusal,zihinsel
gelişimlerini de etkilemektedir.

Zihinsel gelişim süreçlerinden olan algısal yetenekler ve beceriler, çocukların hareket
becerilerini kazanmada önemli bir etken olarak rol oynar. Algısal motor yetenekler ve
öğrenmeye hazır olma, olgunlaşmış beceri kavramlarının kazanılmasına ve geliştirilmesine
yardımcı olur. Ayrıca motor gelişim, çocukların beş duyusunun (görme, işitme, dokunma, tat
alma, koklama ) olgunlaşması ile dışarıdan gelen çeşitli uyarıcılara karşı algılayarak tepki
vermesine neden olur.
Motor gelişim; çocukların çevre ile iletişim kurmasında, yaşamlarını devam ettirmede
önemli yer tutar. Çocuklar, motor becerilerini oyun içerisinde keşfederler. Çocuk, oyun
sayesinde diğer bireylerle sosyal iletişime girerek toplum içerisinde sosyalleşir.
Yaratıcılıkları gelişir. Böylece çocuğun kendine olan öz güveni artar, kendini yeterli hisseder
ve olumlu benlik kavramı kazanır.
Benlik kavramı; bireyin kişisel özelliklerini, sınırlılıklarını, nelerden hoşlanıp nelerden
hoşlanmadığını fark etmesi ile ortaya çıkar. Çocuğun sağlığı ve bedensel durumu benlik
kavramının gelişimi ve bütünlüğü üzerinde önemli yer tutar. Ayrıca çocukların psikolojik
ihtiyaçları karşılanıp ruhsal durumları geliştikçe, yeni motor becerilerin de kazanılması daha
yüksek seviyelerde olur.
Görüldüğü gibi psikomotor gelişim, diğer gelişim alanları ile karşılıklı ilişki
içerisindedir.

Çocukları Tanımada Kullanılan Teknikler (Ruh Sağlığı sf: 24, Araştırma)

TANIMA TEKNİKLERİ
  1. Gözlem, Anektod
  2. Vaka incelemesi
  3. Görüşme (Mülakat)
  4. Projektif teknikler
  5. Cümle tamamlama testi
  6. Tematik algı testi
  7. Değerlendirme ö
    1-Gözlem, Anektod : Çocukların doğal bir ortamda belli bir amaca yönelik olarak sistemli, planlı gözetlenmelerinin sonucu objektif olarak kaydetme yolu ile bilgi toplamadır.
    Gözlem çoğu zaman günlük etkinlikler sırasında yapılır. Gözlem sonuçlarının hemen kaydedilmesi için kullanılması kolay bir tekniğin önceden belirlenmesi şarttır. Bunun için hazır bazı formlar kullanılacağı gibi öğretmen kendisi de form geliştirebilir. Gözlem sonuçları en kolay ve objektif olarak ölçekler kullanılarak kaydedilebilir.
    Bu formlar dışında öğretmenler beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında tarihi ve saati yazarak olayı olduğu gibi kaydedip, çocuğun dosyasına koymalıdırlar.

    2-Vaka İncelemesi : Eğitimde ve psikolojide çok kullanılan bir inceleme yöntemidir. Bu yöntemin kullanılmasında gözlemden de yararlanılır. Genel olarak uyum sorunları olan kişileri tanımak ve uyumsuzluklarının nedenlerini ortaya çıkarmak için kullanılır.
    Vaka incelemesi çocuklarda görülen çeşitli uyum sorunlarını gidermede oldukça başarılı bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Ancak, bu inceleme işini uzman kişiler yapar. Fakat, öğretmenler de bu işi yapabilir.


    3-Görüşme
    : Okul öncesi kurumlarda görüşme çocuk hakkında bilgi toplamak amacı ile ana-babayla yine planlı ve sistemli bir şekilde yapılır. Görüşme isteği ana-babadan veya öğretmenden gelebilir. Her iki halde de bu işi ayaküstü değil, iki tarafında uygun bulduğu bir zamanda ayrı bir odada ve sakin bir ortamda yapılmalıdır. Görüşme yoluyla çocuğun okul dışındaki yaşantısı hakkında fikir sahibi olunacağından veliye konuşma fırsatı vermeli ve iyi bir dinleyici olunmalıdır.
    Görüşmede standart formlar kullanmak çok zaman mümkün değildir. Her çocuğun Her çocuğun özel durumu vardır. Bundan dolayı da her görüşme başka amaçla yapılmaktadır ve soruların da buna uygun olarak hazırlanması gerekir.

    4-Projektif Teknikler : Kişinin iç dünyası ve dolayısı ile kişiliği ile ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmek için kullanılan tekniklerdir. Kişiye belirsiz, eksik ve karmaşık uyaranlar verilerek, ondan bu özelliklerin tanımlamasını, anlam vermesi, belli bir düzene koyması, anlatması ve bunların kendisinde yarattığı duygu ve düşünceleri yansıtması istenir.
    Cümle tamamlama testi : Kişiye başı veya sonu eksik, yarım bırakılmış cümleler verilir. Bu cümleleri o anda aklına gelen ilk sözcüklerle anlamlı bir şekilde tamamlaması istenir. Böylece o kişi hakkında bilinçli ya da bilinçsiz bazı duygu ve düşünceler elde edilir. Bu test genel olarak yüzeysel bir test olarak kabul edilir.
    Tematik algı testi : Bu testin temelinde üzerinde siyah-beyaz resimler bulunan kartlar vardır. Kişinin özelliğine göre önceden seçilmiş kartlar gösterilir ve bunlara uygun bir hikaye anlatması istenir. Kişinin istekleri tutumları, davranışları, değer yargıları, duyguları ile açığa vurulmamış özellikleri yorumlanır. Bu testte bir puanlama yoktur. Kişinin vurguladığı konulara bakılarak yorum yapılabilir.
    Mürekkep lekesi (Rorschach) testi : Okul öncesi çocukları için uygun değildir.


    5-Değerlendirme Ölçeği
    : Bu bir kimsenin kişilik yapısı ve özellikleri hakkında bir ya da birkaç kişinin kanaat bildirmesi demektir. “Bu insanı nasıl bilirsiniz?” sorusunun cevaplandırılması bu yöntemin temelini oluşturmaktadır.
    Herhangi bir kimseyi başkalarına tanıtmak (tavsiye etmek) için mektuplar ve yazılar da değerlendirme ölçeği sayılır. Güvenilir bir yöntem değildir.
    lçeği

Aile Yapısı ve Önemi: Çocuk Ruh Sağlığı sf;44

Geniş ailede aşın doğurganlık söz konusu olduğu için istenmeyen gebelikler ve istenmeyen çocuklar artmakta bu da annede ruhsal çöküntülere neden olabilmektedir. Ayrıca ailenin bütün yükü kadının omuzlarına yüklendiği için annede hayata karşı bir isteksizlik görülebilir.
Akraba evliliklerine bağlı olarak özürlü olarak dünyaya gelen çocuklar ailede psikolojik sorunlar yaratabilir.

b) Çekirdek Aile Yapısı
1) Fiziksel Yönden İlişkisi

Aile küçüldüğü, anne çalışma hayatına girdiği için çocuğun bakımı sorunu gündeme gelmektedir. Çocuk küçük yaşta anaokulu, kreş gibi toplu bakim yerlerinde büyüdüğü için sık sık enfeksiyonlardan etkilenebilir.

Aile bireylerinin eğitim düzeyleri yükseldiği için sağlığa ve hastalığa verilen önemde bir değişme göze çarpar. Artık geleneksel tedavi yöntemleri yerini modern yöntemlere bırakmıştır. Ailede çocuk sayısı az olduğundan çocuğun sağlıklı yetişmesi için gerekli özen gösterilmektedir.

Kadının çalışması ve çocuğun bakım sorunu nedeni ile doğurganlık önemli derecede azalmıştır. Kadın daha az çocuk sahibi olmak için etkin aile planlaması yöntemleri kullanmaktadır. Geleneksel yöntem kullanma ve sağlığa uygun olmayan biçimde düşük yapma oranı oldukça azalmıştır.

Ailelerde çocuğa verilen önem arttığı için kız ve erkek çocuklarının eğitim düzeyinde artış söz konusudur. Okuma oranının artması evlenme yaşını yükseltmiştir. Bu nedenle adölesan gebelik ve doğum yaşının yükselmesi ve evlendikten sonra bakım sorunu nedeni ile daha ileri yaşta anne olma isteği bu tür ailelerde özürlü çocuk sayısının artmasına neden olmaktadır. Çünkü doğurganlık çağının sonların doğru oluşan gebeliklerde mental özürlü çocuk sahibi olma oranı giderek artmaktadır.

Kadının eğitim düzeyinin artması, bir meslek sahibi olarak iş hayatına girmesi ekonomik özgürlük yaranda kadına statü kazandırmaktadır. Böylece aile içinde alınacak kararlarda kadın söz sahibi olduğu için sorunun çözülmesi daha kolay olmaktadır.

2) Ruhsal Yönden İlişkisi, geçmişten günümüze aile yapısı

Kadının da çalışma bayatına atılması ailede çocuk bakımını önemli ölçüde etkilemektedir. Çocuğun çok küçük yaştan itibaren kreş, yuva veya evde yabancı bir kadın ite büyütülmesi zaman zaman çocuklarda olumsuzluklar yaratabilir. Anne çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi ile tam anlamı ile ilgilenemediği için çocuk istenmeyen bazı davranışlar geliştirebilir. Bunun yanında anne çocuğunu bırakıp

gittiği için zattan zaman kendini suçlu hissedebilir. Bu suçluluğunu kendi yönünden azaltmak ve rahatlatmak için çocuğun her dediğim yapma çabası içine girebilir. Bütün bunlar çocukta sağlık yönünden olumsuzluklar yaratabilir. Örneğin, çok aşın istekleri olan veya hiçbir şeyden doyum sağlayıp mutlu olmayan bir kişilik geliştirebilir.

Çekirdek ailede sorunlar aile içinde çözümlenir. Ailenin bir sorunu olduğu zaman onlara yol gösterecek, danışmanlık yapacak bir aile büyüğü yoktur, bazen aile içinde tartışmalar büyük boyutlara ulaşabilir, barışma ve uzlaşma uzayabilir. Erkeğin geleneksel rolü içinde ailede egemenlik kurma çabası, kadının da bu duruma baş eğmemesi erken ve beklenmedik boşanmalara yol açabilir.

c) Göçebe Aile Yapısı ve Sağlık ile İlişkisi

1) Fiziksel Yönden İlişkisi

Daha önceki bölümlerde de açıkladığı gibi göçebe aşiret ailesi tüm geniş aile özelliklerini taşımaktadır. Bu nedenle geniş ailede görülen tüm sorunlar bu aileler için de geçerlidir. Burada sadece bu aile yapısına özgün özelliklerinin sağlık ile ilişkisi tartışılacaktır.
Yılın büyük bölümünde geçimlerini sağlamak ve hayvanlarını beslemek için yaylalara çıkıp çadırda yaşadıklarından bu durum çevre ile ilgili sağlık sorunlarını gündeme getirmektedir. Sağlığa uygun bir hela yapımı söz konusu değildir

Hem helaların sağlığa uygun yapılmaması nem de su kullanımının yetersiz olması, özellikle yaz aylarında ishallerin görülme oranını artırmakta, bu durum da çocuk ölümlerine neden olmaktadır. Bunun yanında parazit sorunu da gündeme gelmektedir. Ülkemizde büyük topluluklarda da yaygınlık gösteren parazit görülme oranı bu topluluklarda da oldukça yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Parazit görülme oranının yüksek olması anemi görülme oranını da artırmaktadır.

Geniş ailede olduğu gibi göçebe aile yapısında da doğurganlık oldukça yüksektir. Kadının ailenin bütün yükünü taşıması hem de sık aralıklar ile çok sayıda doğum yapması özellikle kadınlarda anemi oranının artmasında önemli bir neden olmaktadır. Annenin sık gebe kalması, yeterli ve dengeli beslenmemesi ana ve çocuk sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun yanında sağlık personeli yardımı olmadan doğum yapma bu ailelerde oldukça sıktır. Doğumlar deneyimli yaşlılar tarafından uygun olmayan sağlık şartlarında yapılmakta, bu da anne ve bebeğin hayatını riske sokmaktadır Ayrıca kadının düzenli bir doğum öncesi bakım almaması ve riskli gebeliklerin de düzenli izlenmemesi, aşılarının zamanında yapılmaması bebek ölümlerinin artmasına yol açmaktadır.

Göçebe geniş ailede daha çok hayvansal ürünler tüketildiği için beslenme tek taraflı olmakta, bu durum da anemi oranının artmasında rol oynamaktadır.

Hastalandıkları zaman başvuracakları sağlık örgütlerinin uzak olması nedeniyle bu ailelerde, hastalıkların tedavisi için geleneksel yöntemlere baş vurma oranı oldukça yüksektir. Hastalık halinde aileler önce eldeki olanaklar ve gelenekler ile hastalığı tedavi etme yoluna gitmekte, ancak bütün bu önlemler hastalığın iyileşmesi için yeterli olmaz ise bir sağlık örgütüne veya hekimine başvurulmaktadır Hastalığın son döneminde başvurulduğu için ya iyileşme süresi çok uzamakta veya ölüm kaçınılmaz olmaktadır.

2) Ruhsal Yönden İlişkisi, Türklerde aile yapısı

Göçebe ailesi hayvanlarını otlatmakta ve kış için gerekli olan besin maddelerini üretmek için yılın belli zamanlarında yaşadıkları yerlerden ayrıldıkları için yaşamlarında zaman zaman uyum problemleri yaşamaktadırlar.

Yazan yaylalara göçmeleri kışın yaşadıkları toplum tarafından benimsenmelerini engellemektedir. Bunun yanında yerleşik toplumun geleneklerini benimseyememektedirler. Kendi içlerinde kendi gelenek ve görenekleri ile kapalı bir toplum olarak yaşamaktadırlar.

d) Gecekondu Aile Yapısı ve Sağlıkla İlişkisi

Geniş ve çekirdek aile özelliklerini birlikte yaşayan bir aile biçimi olduğu için bu iki aile biçiminde görülen tüm sağlığa ilişkin sorunlar bu aileler için de söz konusu olmaktadır.

1) Fiziksel Yenden İlişkisi


Köyden kente göç eden bireyler bir meslek sahibi olmadıkları veya kalifiye işçi niteliği taşımadıkları için daha çok sosyal güvencesi olmayan işlerde çalışma şansına sahip olmaktadırlar. Ailenin sosyal güvencesi olmaması hastalık zamanlarında aileye büyük sorunlar getirmektedir. Bu nedenle hastalandıkları zaman sağlık örgütüne başvurma oranı oldukça düşüktür. Yaşadığı bölgedeki sağlık örgütünde ücretsiz muayene olsa bile ilaçlarını temin edemediği için sağlığı olumsuz yönde etkilemektedir.

Gecekondu ailesi kentte büyük bir geçim problemi ile karşı karşıya kalmaktadır. Köyde kendi ürettiği besin maddelerinin pek çoğunu burada para karşılığı almak zorundadır Ailede geçim sıkıntısının çoğalması, özellikle erkek çocuklarının çocuk yaşta iş hayatına atılmasına neden olmaktadır. Bu durumda sigortasız çocuk işçi çalıştırma oranını artırmakta, bu bağlı olarak okuma oranı azalmaktadır.

Kadının ailenin gelir düzeyini artırmak için çeşitli işlerde çalışması çocukların bakım sorununu gündeme getirmektedir. Kadının çocuğunu bakıcıya veya yuvaya bırakması söz konusu olmadığından küçük çocuk ya evde yalnız veya daha büyük çocukla bırakılmakta ya da komşulara emanet edilmektedir. Bu durumda çocuk çeşitli kaza riskleri ite karşı karşıya kalmaktadır.

Genellikle olumsuz çevre şartlarına sahip gecekondu tipi evlerde barındıkları için çeşitli sağlık sorunları ile yüz yüze gelmektedirler. Sağlıksız hela ve temiz içilebilir su bulunmaması veya yerleşim yerlerinden oldukça uzak olması bu ailelerde barsak parazitleri ve bağırsak enfeksiyonlarının görülme oranını artırmaktadır

Ailenin geliri çoğu kez yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmeye yeterli gelmemektedir. Aile daha çok karbonhidrat ağırlıklı tek yönlü beslenmektedir. Bu
durumda ailede beslenme yetersizlikleri ve anemiler görülmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenme aynı zamanda özellikle gelişmekte olan çocukların zeka gelişimini de etkilemektedir.

2) Ruhsal Yönden İlişkisi, aile yapısı pdf
Gecekondu ailesi köyden kente göç etmiştir. Kentte sosyo-ekonomik düzeyi kendilerine göre daha iyi ve sosyal güvenceleri olan çekirdek aileler ile çoğu kez iç içe yaşamaktadırlar. Özellikle sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan bölgelerde kapıcılık yapan ailelerin çocuklarında daha belirgin olmak üzere çocuklarda bunalımlar görülebilmektedir.

Gecekondu ailesinde gelirin düşük olması nedeni ile ailenin alan gücü de yetersizdir. Alım gücünün yetersizliği fiziksel sağlığı olumsuz yönde etkilediği gibi

ruhsal sağlığı da etkilemektedir. Örneğin; kentte köyden daha çok alış-veriş merkezlerinin bulunuşu ve sergilenen malların çeşitliliği bireylerde alma isteği doğurmaktadır. Bu istek karşılanamadığı zaman aile bireylerinde özellik çocuklarda ve adölesanlarda ruhsat bunalımlar yaratabilmektedir.
2) Ruhsal Yönden İlişkisi, geçmişten günümüze aile yapısı

Kadının da çalışma bayatına atılması ailede çocuk bakımını önemli ölçüde etkilemektedir. Çocuğun çok küçük yaştan itibaren kreş, yuva veya evde yabancı bir kadın ite büyütülmesi zaman zaman çocuklarda olumsuzluklar yaratabilir. Anne çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi ile tam anlamı ile ilgilenemediği için çocuk istenmeyen bazı davranışlar geliştirebilir. Bunun yanında anne çocuğunu bırakıp

gittiği için zattan zaman kendini suçlu hissedebilir. Bu suçluluğunu kendi yönünden azaltmak ve rahatlatmak için çocuğun her dediğim yapma çabası içine girebilir. Bütün bunlar çocukta sağlık yönünden olumsuzluklar yaratabilir. Örneğin, çok aşın istekleri olan veya hiçbir şeyden doyum sağlayıp mutlu olmayan bir kişilik geliştirebilir.

Çekirdek ailede sorunlar aile içinde çözümlenir. Ailenin bir sorunu olduğu zaman onlara yol gösterecek, danışmanlık yapacak bir aile büyüğü yoktur, bazen aile içinde tartışmalar büyük boyutlara ulaşabilir, barışma ve uzlaşma uzayabilir. Erkeğin geleneksel rolü içinde ailede egemenlik kurma çabası, kadının da bu duruma baş eğmemesi erken ve beklenmedik boşanmalara yol açabilir.